Yüzde 2 Barajı İle İlgili Basın Açıklamamız
Eğitim Mil-Sen 2020 yılında Genel Başkan Kasım Kılıç öncülüğünde 11 Eğitim Çalışanı tarafından Hak mücadelesi yapmak üzere Ankara merkezli olarak kuruldu. Bizleri biraraya getiren temel unsurlar ismimizin baş harflerinde saklı. Manevi, İlkeli ve Liyakatli kelimelerinin toplumumuzun en çok da ihtiyacı olduğu unsurlar olduğunu düşünüyoruz. Yola çıkışımızın en temel sebebi önde olan başta yetkili sendika ve diğer büyük sendikaların memurun haklarını savunma konusunda yeterli adımları atmıyor olmasıdır. Maalesef artık eğitim çalışanlarımız nerede ise açlık sınırında maaş alır hale gelmişlerdir. Buna mukabil Memur-Sen Genel Merkez Yöneticileri ve İl Başkanları bordrolarını yayınlamaktan imtina etmektedirler. Memur-Sen yöneticilerinin aldıkları yüksek maaşlar ile, açlık sınırında geçim derdi çeken memurları anlamalarını beklemek akla zaid görünüyor. Bizler Eğitim Mil-Sen olarak 3 M sendikacılığına son vereceğiz. Maaş, Makam Odası, Makam Arabası üçgeninde süfli emeller için yapılan sendikacılığa format atacağız.
Yetkili Sendika olan Memur-Sen bir dönem karşı olduğu hususları icraya memur olmuş. 2001 yılında Memur-Sen Dergisinde %5 Barajına karşı açıklama yapmışlarken, şimdilerde %2 barajının getirilmesi konusunda canhıraş bir şekilde çalışmaktadırlar. Yetkili sendika, memur maaş zamları konusunda hiç açıklama yapmazken, kendi ceplerine girecek para söz konusun olduğunda cansiperane çalışmaları, üyelerinde sendikalarına karşı olan güveni her geçen gün azaltmaktadır. Toplu Sözleşmede %8 zamma imza atan Memur-Sen maalesef memuru açlığa ve sefalete mahkum etmiştir. Yeni göreve başlayan memur maaşları, nerede ise asgari ücrete eşitlenmiştir. Daha kaliteli ve işlevsel sendikacılık yaparak üye kayıplarının önüne geçmek yerine, sendikalara baraj getirerek büyük kopuşların önüne geçmeye çalışmaktadırlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde geçirilmeye çalışılan Torba kanunun içerisine sıkıştırılan, Sendikalara %2’lik Baraj getiren düzenleme maalesef Yetkili sendikanın son çırpınışlarını ifade etmektedir. Şuan bu düzenleme Meclisten daha geçmemiştir. Kritik bir seçim arefesinde, bu tip düzenlemelerin yeni kırgınlıklara sebebiyet vereceğini düşünüyoruz. İfade etmek gerekir ki; geçen sene bu zamanlarda yine aynı sendikalar %1’lik bir baraj getirmeye çalıştılar ve Danıştay kanunlara aykırı olan bu düzenlemeyi iptal etti. . Bu tip düzenlemeler Hem 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendika Kanununa hem de İLO sözleşmelerine aykırı uygulamalardır. Ve Maşeri vicdanda derin yaralar açmaktadır. Hak Mücadelesinin merkezi olması gereken sendikaların bu şekilde Ali-Cengiz oyunları ile ayakta kalmaya çalışmaları bizim çıkışımızın ne kadar haklı olduğunu göstermektedir.
Kanun bu şekli ile Meclisten geçte dahi, hukukçuların ifadelerine göre 2024 tarihinden önce uygulanamayacaktır. Sendika üyeleri her halükarda maaşlarından kesilen sendika aidatlarının ödemelerini alabileceklerdir. Bu kanuni düzenlemeye göre üye Sayısı %2’nin üzerinde olan sendika üyeleri aylık 150 TL fazla ödeme alacaklardır. Yetkili sendika maalesef 1,5 köfte parasına memuru satın alabileceğini zannetmektedir. Onurlu bir sendikal mücadele yapan bizler, bilinmesini istemekteyiz ki; 2023 Ocak ayı itibari ile En düşük öğretmen maaşı 24.000 TL olması gerekirken 11.000 TL civarında olacak olması yetkili sendikanın senelerce bizleri %3,5 lara mahkum etmesinin bir neticesidir. Aylık 13.000 TL kayba sebep olanlar, 150 TL ile üyelerini avutmaya çalışmaktadır.
Mücadelemizi ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde sonuna kadar arayacağız. Sendika Kanununa aykırı olan bu yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğine inancımız tamdır. Üyelerimizin bu konuda müsterih olmalarını istiyoruz.